Türk Silahlı Kuvetlerinde Disiplin Suç ve Cezaları ve Yargı Denetimi Doktora Tez Taslağı Avukatlık Bürosu
Boşalan asıl üyelikler yerine Genel Kurulda en çok oy alan yedek üyeden başlayarak Onur Kurulu kararıyla yedek üye asıl üyeliğe çağrılır. (7) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte Üst Kurulda görev yapmakta olan personel, bu Kanunun yayımı tarihinden önce yararlanmakta olduğu ek göstergelerden kazanılmış hak olarak yararlanmaya devam eder. (5) Üst Kurul müşaviri ve uzman denetçi kadrosunda bulunanlar, Üst Kurulda Başkan tarafından uygun görülen birim ve işlerde görevlendirilirler. Bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren Üst Kurulda yeni Üst Kurul müşaviri ve uzman denetçi ataması yapılmaz ve bu kadrolarda herhangi bir şekilde boşalma olması hâlinde, anılan kadrolar herhangi bir işleme gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılır. (2) Bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihte Üst Kurul üyesi olanların üyelikleri, üyelerin üçte birinin iki yılda bir yenilenmesi saklı kalmak kaydıyla, görev sürelerinin sonuna kadar devam eder.
- Ancak, bu yükümlülük Kanunun açık hükmü uyarınca salt emre itaatsizlik veya saygısızlık suçlarına ilişkin olup nitelik ve nicelik itibariyle bunların dışında kalan halleri kapsamamaktadır.
- H) Medya hizmet sağlayıcılarının sunduğu yayın hizmetlerinde ve platform, multipleks, altyapı işletmecileri ile verici tesis ve işletim şirketinin sunduğu hizmetlerde bu Kanuna ve ilgili diğer mevzuata aykırılık tespit edilmesi veya yayın lisansı şartlarına uyulmaması hâlinde gerekli müeyyideleri uygulamak.
- “Astlarına hizmetle ilgisi olmayan emir verenler, astlarından hediye isteyenler veya borç alanlar 10 günden 2 aya kadar oda veya göz hapsi cezası ile cezalandırılırlar” (477 SK m.53).
- Maddesi uyarınca Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin yargı denetimi dışındadır.
Maddesinde “hizmetin aksamaması” koşulu getirildiği halde, failin fiili nedeniyle hizmet aksamış ise, ne olacağı hususunda bir düzenleme bulunmamaktadır. Bir iptal davasında yetki; yer, zaman, kişi ve konu olmak üzere dört bakımdan incelenebilir. Yetki unsurunda sakatlık halleri yetki ve fonksiyon gaspı ile yetki tecavüzü olarak ortaya çıkar. Yetki tecavüzü işlemin yer, zaman ve konu bakımından sakatlık hallerini kapsar. “Müsaade olunmamış ceza vermekten” ise; Üstün cins ve miktar itibariyle kanunen selahiyetinde olmayan cezayı kasten vermiş olmasının anlaşılması gerekir[821]. Askeri Yargıtay bu suçun oluşması için “özel kast” aramaktadır[822]. Yasaların yanlış yorumlanması, yada kast olmaksızın yapılan hatalı uygulamalar sonucu bu suç oluşmayacaktır. Bu açıklamalar çerçevesinde, idari itiraz durumunda, itirazı inceleyen makam ilk cezayı kaldırma yetkisine sahipse, ilk cezayı verenin denetimi ve baskısı adlında değilse, yapılan idari başvuru yolunun etkili bir başvuru yolu olduğu kabul edilmelidir. Ayrıca AYİM, YAŞ kararıyla TSK’dan çıkarma işleminin tamamlandığını, üçlü kararnamenin bağlı yetki gereği usulü bir işlem olarak tesis edildiğini vurgulamaktadır[712]. Davacı taraf veya vekili, karartılan veya verilmeyen bilgi ve belgelerin savunmaya esas teşkil edecek unsurlar olduğu iddiası ile mahkemeye itiraz edebilir. Yapılan bu itiraz, mahkeme tarafından incelenerek haklı görülen hususlarda, mahkemenin belirleyeceği çerçevede daha önce karartılan veya verilmeyen bilgi ve belgeler karşı tarafa incelettirilebilir\. Heyecan verici Mostbet giriş oyunlarında oyna ve gerçek paralar kazan pinup giriş\.
Kanunun 35/b maddesinde ise; “İlgililer, hakkında idari davaya konu olabilecek bir eylem veya işlemin yapılması için idari makamlara başvurabilirler. Bu halde yetkili makamlar en çok altmış gün içinde bir cevap verirler. Bu süre içinde cevap verilmez ise, istek reddedilmiş sayılır. İlgililer altmış günün bitiminden itibaren idari dava açma süresi içinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde dava açabilirler.” denmektedir. Öncelikle belirtmek gerekir ki devlet memurlarına disiplin kurulları tarafından verilen disiplin cezaları yargı denetimine açıktır. Yukarıda açıklandığı üzere disiplin kullarının verdiği disiplin cezaları 1602 SK’nun 21/3. Türk hukuk sisteminde idari işlem ve eylemlerin denetimi, ilk olarak 1961 Anayasasının başlangıç kısmında yer almış; aynı Anayasa’nın 114. Maddesinde ise idarenin hiçbir eylem ve işleminin yargı denetimi dışında bırakılamayacağı esası getirilmiştir. 1982 Anayasasında da (md.125/1) “idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu(nun) açık” olduğu belirtilmiştir. Bu hakkın kullanılmasına, kanunun öngördüğü hafif suçlar bakımından yada ilgilinin ilk derece en yüksek dereceli mahkeme tarafından yargılanmış olması halinde veya beraatını müteakip bu karara karşı bir kanun yoluna başvurulması üzerine sorumluluk ve mahkumiyet kararı verilmesi hallerinde istisna getirilebilir.” denilmektedir.
Maddesinin son fıkrası idare tarafından gönderilen “gizli” belgelerin davacıya gösterilmemesi “silahların eşitliği” ilkesinin ve dolayısıyla hakkaniyete uygun yargılanma hakkının tipik bir ihlalidir. AYİM Genel Kurulu, başkan, başsavcı, daire başkanları ve üyelerin tamamından oluşur(m.19/1). Genel Kurul üye tamsayısının beşte dördü ile toplanır ve kararlarını oyçokluğuyla verir(m.19/3-4). Genel Kurulun görevleri gerektiğinde Uyuşmazlık Mahkemesi’ne üye seçmek, Yüksek Disiplin Kurulu kararlarına karşı yapılan itirazları incelemek ve karara bağlamak, içtihadın birleştirilmesine veya değiştirilmesine karar vermek, AYİM İçtüzüğünü yapmak ve kanunlarda gösterilen diğer görevleri yapmaktır(m.29). İtiraz, hükmü veren Disiplin mahkemesinin teşkilatında kurulduğu komutana veya askeri kurum amirine yapılır. İtiraz sebepleri yazılı olarak verilebileceği gibi sanığın en yakın amirine yapılacak beyan üzerine düzenlenecek bir tutanak şeklinde de olabilir. İtiraz kural olarak hükmün kanuna aykırılığı sebebine dayanır. Hukuki bir kuralın uygulanmaması yahut yanlış uygulanması kanuna aykırılıktır. Özel hayat hakkı, hayatını bizzat ve bağımsızca yönlendirme ve istediği şekilde yaşayabilme ile kendisine sakladığı bilgi, duygu ve olguların gizliliğinin korunması konularını, aile hayatının gizliliği, evlenme hakkını ve cinsel yaşam özgürlüğünü kapsar[611]. Anayasa’nın “özel hayatın gizliliği” başlıklı 20/I’ maddesine göre; “Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Anayasa Mahkemesi kararlarında, disiplin amirlerince hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesinde Anayasaya aykırılık görmemiştir[559].
Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Birinci fıkra hükmü, Silahlı Kuvvetler ve kolluk kuvvetleri mensuplarına ve görevlerinin gerektirdiği ölçüde Devlet memurlarına kanunla sınırlamalar getirilmesine engel değildir. Süreli yayınlar, Devletin ve diğer kamu tüzelkişilerinin veya bunlara bağlı kurumların araç ve imkânlarından eşitlik esasına göre yararlanır. Bu madde hükmü yabancı yayınların ülkeye girmesi ve dağıtımının kanunla düzenlenmesine engel değildir. MADDE 27- Herkes, bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu alanlarda her türlü araştırma hakkına sahiptir.
Reklamlara ilişkin sözleşmeler ve reklamların bir örneği 7 gün öncesinden Federasyona gönderilir. Kamusal kimliği olmayan kişilerin fotoğraf ve görüntüleri, etkinlik, olay, panel, konser gibi kamuya açık alandaki faaliyetler dışında kamu yararı ve haber değeri söz konusu olmadığı müddetçe izinsiz çekilmemelidir. Bu kişilerin dijital ortamlardaki fotoğrafları da izinsiz kullanılmamalıdır. B- Gazetecinin sorumluluğuGazeteci; basın özgürlüğünü, halkın doğru haber alma, bilgi edinme hakkı adına dürüstçe kullanır. Bu sorumluluk kamu otoriteleri ve işverenine olan sorumluluklarından önce gelir. Bilgi ve haber ile özgür düşünce, herhangi bir ticari mal ve hizmetten farklı olarak toplumsal nitelik taşır. Gazeteci, ilettiği haber ve bilginin sorumluluğunu üstlenir. Gazetecinin özgürlüğünün içeriğini ve sınırlarını, öncelikle sorumlulukları ile meslek ilkeleri belirler. Oy verme niteliğini haiz kişilere blok listeleri veya oy pusulasını içine koyacakları mühürlü zarflar ve oy pusulası imza karşılığı dağıtılır.
Daha önceki açıklamalarımızda da belirttiğimiz gibi TSK’da çalışan Devlet memurları, amirlerinin verdiği konusu açıkça suç oluşturmayan tüm emirleri yerine getirmek ve verilen görevleri yapmak zorundadırlar[213]. Bu yükümlülüklerini kasten yerine getirmemeleri halinde, bu suç oluşabilir[214]. Maddesinde, Devlet memurlarından sürekli veya geçici görevle veya yetişme, inceleme ve araştırma için yabancı memleketlerde bulunanların Devlet, itibarını veya görev haysiyetini zedeleyici fiil ve davranışlarda bulunmaları yasak kapsamına alınmıştır. Bu yasağa aykırı borçlanmak disiplin suçu olarak düzenlenmiştir. Yukarıdaki fiillerin kasıtlı olarak işlenmesi halinde bu suçları işleyen memurlara aylıktan kesme cezası verilebilir[195]. İşine önem vermeme, işiyle ilgili hususlara karşı ilgisiz olma ve lakayt davranma bu bentteki suçu oluşturur. Aynı şekilde iş sahiplerine karşı böyle bir tutum içine giren memur da disiplin suçu işlemiş sayılır[180]. Bu bentte geçen “özür” kavramının ne anlama geldiği belirsizdir. Kelime olarak “özür”, bir kusurun veya suçun elde olmadan yapıldığının ileri sürülmesi veya bu kusurun hoş görülmesini gerektiren mazerettir[171]. Memur tarafından mazeret olarak ileri sürülen özür, o memurun iradesini zorlayacak veya onu ciddi şekilde sıkıntıya sokacak bir durum olmalıdır. Memurun işe geç gelmesi, erken ayrılması veya görev yerini erken terk etmesi ile kuruma verdiği zarar ile özrüne rağmen zamanında işe gelmesi veya zamanında işinden ayrılması halinde maruz kalacağı zarar kıyaslanmalıdır[172].